Parfümün Dansı'ndan 22 Alıntı







Merhabalar. Bu yazımda bende kitabı bitirdiğim zaman iyi ki okumuşum hissi uyandıran Parfümün Dansı'ndan alıntılar paylaşmak istiyorum. Okuduğunuz zaman pişman olmayacağınızı umduğum bir eser. Kral Alabor ile hikayemize başlıyoruz. Ölümsüzlüğü arayan kralın çok çok uzun yolculuğuna tanıklık ederken birçok kişi ile tanışıyoruz. Olay örgüsü oldukça akıcı ve dili de anlaşılır. Sıkılmadan keyif alarak okuduğum bir eser oldu. Kitap erotik ögeler içeriyor. Bunun uyarısını da yapmadan geçmeyeyim. Umarım siz de severek ve keyifle okursunuz. Keyifli okumalar dilerim.



1-Doğmak ve ölmek kolaydı. Zor olan hayatın kendisiydi.

2-Bir insan, birçok şey olabilir. Belki de her şey olabilir.

3-Belki de cesaretin aslı da budalalıktır. Korku, tıpkı sevgi gibi, derinliğe, doğanın gölgelikli kuytularına doğru bir çağrıdır. Korku, kızgınlıktan çok daha
ince bir duygudur. Kızmak, zihnin yarattığı bir acıdır.

4-Kendi gemine kaptanlık edemiyorsan, hangi yanlış limana vardığına şaşırmamalısın.

5-Durmadan akıp giden günlük dünyanın gerçekliğine ve kalıcılığına inanmak budalalıktır.

6-Eğer dünyanın gündüz kadar geceye de ihtiyacı varsa, ruhun da aydınlığı dengelemek için karanlığa ihtiyacı olması gerekmez miydi?

7-Arzularımızla özdeşleşince, onları fazla ciddiye alınca, yalnız hayal kırıklığına karşı duyarlığımızı artırmakla kalmıyoruz, ayrıca o arzuların serbestçe ve kolayca
yerine gelmesini zorlaştıracak bir atmosfer yaratıyoruz.

8-Küçük mucizeleri kabul ettiğimiz zaman kendimizi büyük mucizeleri hayal edebilecek yeterlilikte hissederiz.

9-Aşkın en yüce işlevi, sevilen insanı özgün ve yeri doldurulmaz biri yapmasıdır.

10-Aşkla mantığın farkı da şudur: Aşkın gözünde bir kurbağa pekâlâ prens olabilir. Oysa mantıkçının analizinde, âşığın önce o kurbağanın prens olduğunu kanıtlaması gerekir,
ki bu girişim nice tutkunun parıltısını körletmeye yeter.

11-Açgözlüler er geç kârlarını kaybederler. Kâr etmek şerefli, saygın, sağlıklı bir şeydir. Açgözlülük ise alçaltıcı, sapık bir niteliktir.

12-İnsan eğlenirken zaman ne de çabuk geçiyordu!

13-İnsan soluk almaya devam ederken bile ölüm onun hayatını yine de mahvedebiliyor.

14-Her birimize bir yolculuk bileti verilmiştir. Eğer yolculuk ilginçse (sıkıcıysa zaten tek suçlusu kendimiz oluruz), o zaman çevremize bakıp zevkini çıkarırız
(ne de çabuk geçiyordur manzara yanımızdan!), çevredeki diğer yolcularla çene çalarız, sık sık kalkıp tuvalete ziyaretler yaparız, günah çıkarırız... ama bileti kaldırıp da bakmaz, üzerinde
yazılı son istasyonun adını okumayız. Oysa açık seçik yazılıdır orada: Dipsiz Kuyu.

15-İnsan kendini ölüme programlar. Daha ilk soluğumuzu alırken, son soluğu beklemesini öğretirler bize. Eğer insanı başka şey öldürmezse, bu telkin yeter öldürmeye.

16-Vücut, zihnin uşağıdır. Eğer vücudumuza durmadan, yetmiş ikiye vardığımızda nalları dikeceğimizi söylersek, yetmiş ikiye varınca gerçekten dikeriz nalları.

17-İnsan enerjisini doğru odaklayabilirse, hangi gerçekte yaşamak istiyorsa, belli bir noktaya kadar, onu seçmeyi başarabilirdi. Belki gerçeklerin en katısından bile kurnaz davranabilir, onu bile yenebilirdi.

18-Aşk, fizik kanunlarına meydan okur, hayatım. Ya da daha doğrusu, alışkanlıkları bozar.

19-Koku, ölmekte olan bir insanı en son terk eden duyudur. Görme, duyma ve hatta dokunma gittikten sonra, ölmek üzere olanlar koku duyularına tutunurlar.

20-Wiggs, geleceği özlemenin, geçmişte yaşamak kadar cansız bir şey olduğunu söylüyordu.

21-Üzüntünün hayatımı ölüleştirmesine izin vermemeliyim.

22-Maddesel şeylerin insanı hayata bağlama gücü nice idealistin sandığından çok daha fazladır.









Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar